27 Ağustos 2011 Cumartesi

Rocka - Ben Ağlasam Da

Kollarım yorulur taşımak yine zor gelir bu aşkı vazgeçmeden birbirimizden
Bi dusun tasın otur soyle karşıma
Kim demis yenilir tum aşklar zamanla
Çürür geçer yenisi başlar biter hep boyle gider ama için sızlar anılarla Kollarım yorulur taşımak yine zor gelir bu aşkı vazgeçmeden birbirimizden
Bi dusun tasın otur soyle karşıma
Kim demis yenilir tum aşklar zamanla
Çürür geçer yenisi başlar biter hep boyle gider ama için sızlar anılarla
Her yanım olume daha yakın olunca sarıl ve hadi uyuyalım
Unut kendini unut nefesini adım adım sevelim ikimizi
Ve vuralım aşk denen şeyi bırak yarınım
Kim demis yenilir tum aşklar zamanla
Çürür geçer yenisi başlar biter hep boyle gider ama için sızlar anılarla
Vazgeçir hadi gonlunu bu benden haketmedi zaten
her seferde bahanelerle doldu taştı karmakarışık sebepler
Her yanım olume daha yakın olunca sarıl ve hadi uyuyalım
Unut kendini unut nefesini adım adım sevelim ikimizi
Ve vuralım aşk denen şeyi bırak yarınım
birimiz gitsin ve birimiz kalsın bu oda cok dar birimiz cıksın
birini sevsin bu cocuk birine tutunsun sen cek vur beni unutup
birimiz gitsin ve birimiz kalsın bu oda cok dar birimiz cıksın
birini sevsin bu cocuk birine tutunsun sen cek vur beni ağlasam da
her yanımda birşeyler var hiç utanma gel yanıma
ben aglasam da sen hiç durma sil gozyasımı aglasam da
sen hic durma çek git ben aglasam da
Her yanım olume daha yakın olunca sarıl ve hadi uyuyalım
Unut kendini unut nefesini adım adım sevelim ikimizi
Ve vuralım aşk denen şeyi bırak yarınım
Her yanım olume daha yakın olunca sarıl ve hadi uyuyalım
Unut kendini unut nefesini adım adım sevelim ikimizi
Ve vuralım aşk denen şeyi bırak yarınım
Kim demis yenilir tum aşklar zamanla
Çürür geçer yenisi başlar biter hep boyle gider ama için sızlar anılarla
Vazgeçir hadi gonlunu bu benden haketmedi zaten
her seferde bahanelerle doldu taştı karmakarışık sebepler
Her yanım olume daha yakın olunca sarıl ve hadi uyuyalım
Unut kendini unut nefesini adım adım sevelim ikimizi
Ve vuralım aşk denen şeyi bırak yarınım
birimiz gitsin ve birimiz kalsın bu oda cok dar birimiz cıksın
birini sevsin bu cocuk birine tutunsun sen cek vur beni unutup
birimiz gitsin ve birimiz kalsın bu oda cok dar birimiz cıksın
birini sevsin bu cocuk birine tutunsun sen cek vur beni ağlasam da
her yanımda birşeyler var hiç utanma gel yanıma
ben aglasam da sen hiç durma sil gozyasımı aglasam da
sen hic durma çek git ben aglasam da
Her yanım olume daha yakın olunca sarıl ve hadi uyuyalım
Unut kendini unut nefesini adım adım sevelim ikimizi
Ve vuralım aşk denen şeyi bırak yarınım

20 Haziran 2011 Pazartesi

60'li-70'li-80'li -90'li yillarda cocuk olmak...

*Süper Baba''nın müziğini flütle çalmışsanız
*Polis Akademisindeki her sesi çıkaran adama hayranlık duyuyorsanız
*Okulda kola kutusunu ezip mac yaptiysaniz (kızlar yan yatırıp üstüne tam ortasına ayagı yerlestirip ustune basıp yururlerdi, topuklu ayakkabı gibi olurdu)
*Bakkala gönderilmenin en güzel yanı küçük sarellenin dibini minik plastik kaşığıyla kazımak veya leblebi tozu yiyip konuşmaya çalışmaksa
*Aterideki ördek vurmaca oyununda silahın nasıl çalıştığına hala kafa yoruyorsanız
*Işıklı spor aykkabılar hava atmanın önemli bir unsuruysa
*Anne saat kaç, simiiit, birdir bir,çatlak patlak, yakan top gibi kalabalık oynanan sokak oyunlarından sonra anneniz sizi balkondan yemeğe çağırdıysa...
*Bir sanal bebeğiniz olduysa...
*Çizgifilm şarkılarının ingilizce veya japonca olsa da ezberlediyseniz...
*Kokulu silgiye, deftere, kaleme harçlığınızı yatırdıysanız...
*Sulugöz''ü düşününce bile ağzınız sulanıyorsa...
*"Hey Corç versene borç'' deyince cevabı hemen yapıştırabiliyorsanız...
*Olacak O kadar, Yasemin''in penceresi, Hadi Anlat Bakalım, Adam Olacak Çocuk gibi programları hatırlıyorsanız...


80 Lİ YILLARDA ÇOCUK OLMAK...!!!


*Çocukluğunuzu mahallede istop, birdirbir yada saklanbac oynamakla,arkadaslarla lego yapip, bilye oynamakla geçirdiyseniz...
*İlkokul önlüklerinin siyahtan maviye dönüşüşüne şahit olduysaniz...
*Sari,pembe ve acik yesil renklerde, üstunde ari maya olan silgilerden kullandiysaniz...
*Transformers, voltan, Susam Sokağı'nı hatırlıyorsanız...
*A Takımı, Dallas, Hayat Ağacı, Mavi Ay dizilerini hatırlıyorsanız...
*Depozito toplamak adına kola şişesi biriktirdiyseniz...

*Adile Naşit`ten masal dinlemeden uyuyamadıysanız...
*Kayahan, Nilüfer, Sezen Aksu, Barış Manço şarkıları ile büyüdüyseniz.

*En çok kullandığınız espriler Moruk,Herild yani,Eti kemik geçiyorve Tipe bak olduysa...
*Sesi açıp kısmak için televizyonun dibine kadar gidip üstündeki düğmelere basmak zorunda kaldıysanız...
*Resimli futbolcu kartlarını,Süper babaanneyi hatırlıyorsanız......
*Anket ve hatıra defterlerininiz olduysa ve bunlara seviyorum ama kimi diye başlayan maniler yazdıysanız...



70 Lİ YILLARDA ÇOCUK OLMAK...!!!


*Arnavut kaldırımlı taş sokaklarda düşe kalka, dizinizden ve dirseklerinizden yaralar eksik olmadan geçtiyse çocukluğunuz...
*Annenizin elinden tutup yağ, şeker, tüpgaz kuyruklarına girdiyseniz...
*İstiklal marşını TRT'nin kapanışında görüp ayakta bağıra bağıra söyleyerek ezberlediyseniz...
*Sokakta oynanan en favori oyunlar sek-sek, yakantop ve mendil kapmacaysa...
*İspanyol paça pantolonlar, mini etekler, apartman topuklar modaysa...
*Annenizin zoruyla komşu teyzeye gidip "Bir maniniz yoksa annemler size gelecek" dediyseniz...
*Cebinizde değil ama evinizde bir telefon olması acayip bir ayrıcalıksa...
*Tiyatronun radyoda olanını biliyorsanız ve arkası yarın kuşağını heyecanla dinlediyseniz...





60 LI YILLARDA ÇOCUK OLMAK...!!!


*5 yamalı topun arkasından koşup, koşarken de topun sahibinin annesi tarafından çağrılmaması için dua ettiyseniz....
*En popüler oyunlarınız ; topaç çevirmek, misket oynamak, çelik çomak oynamak, çitlembik patlatmak, uzun eşek oynamak oldusa...

*Bulunan her boş arsada, arsa sahibi tarafından kovulana kadar gazozuna maç yaptıysanız...
*En büyük eğlenceniz akşamları yazlık sinemalara gitmek olduysa ve o sinemaya gidebilmek için anneniz tarafından erkenden yıkanıp öğlen vakti muhakkak uykuya yatırırdıysanız....

*Sinemadaki çekirdek çıtırtıları Erol Taş ortaya çıkınca birden kesildiyse...Ve Türkan Şoray ile ilk o yıllarda tanıştıysanız...

*Evinizde her akşam mutlaka bir misafir olduysa... Sabahlara kadar süren uzun ve samimi sohpetlere tanık oldysanız...

*Çikolataların kaplandığı parlak kağıtları özenle açıp, okul defterleri arasında düzleştirerek sakladıysanız...

*70 li yıllara televizyonun nasıl çalıştığını anlamaya çalışarak girdiyseniz...

16 Haziran 2011 Perşembe

Arkadaşlarınızın İsimleri Hafızanızda mı?

Verilerin tsunami gibi üzerimize geldiği bir dönemdeyiz. Bu döneme Bilgi Çağı desek de aslında yararlı veya yararsız her türlü veri üzerimize yağmakta. Bilgi yararlıdır, bilgi kategorilendirilmiştir, bilgi anlamlıdır. Ama biz, git gide bu yararı ve anlamı olup olmadığı önemli olmayan verilerin yoğunluğu içerisinde boğulaktayız.

Neden bugünlerde, olayları ve bilgileri hatırlamakta zorlanıyoruz? Eğer bilgiler zihnimizde anlamlarına göre kategorilenmiş ve düzenli bir şekilde yer alsa hatırlamak neden zor olsun ki.

Dünya Unutmamızı İstiyor
Yeni Zelanda’nın Milli Kalp Vakfı başkanı Boyd Swinburn ülkelerinde hızla artan kilo problemi hakkında; “Asıl sorun çevrenin, medyanın insanlara düzenli egzersize ve sağlıklı beslenmeye yönlendirmemesi. Tıpkı hafızamıza zarar verdiği gibi çevremiz alışkanlıklarımızı da kötü yönde etkiliyor.” diyor ve ekliyor: “Fakat bir yandan yaşamımız bizden her şeyi hatırlayabilmemizi de istiyor.”

New York Times’ın tek bir sayısı, 17. yüzyılda yaşamış birinin tüm hayatı boyunca edindiği bilgilerden daha fazla bilgi içeriyor.

1971’de standart bir insanın, bir gün içerisinde maruz kaldığı reklam sayısı 560 iken şimdi bu sayı 3000’e ulaşmış durumda.

Geçtiğimiz son 30 yılda TV’de yayınlanan tek bir haber 42 saniye sürerken haber yoğunluğundan dolayı bu süre 8 saniyeye düştü.

Bir işletme müdürünün bir hafta içerisinde okumak durumunda kaldığı kelime sayısı 1 milyonu geçiyor.

İnsanlar her 3-4 ayda bir yepyeni bir teknolojik ürün ya da gelişmeye ayak uydurmak zorunda kalıyor.

Amerikan İşçi Kurumu’ndan Robert Reich’ın belirttiğine göre insanlar artık hayatları boyunca en az 7-8 defa iş değiştiriyorlar.

Kaynak: Shenk, David. 1997 Data smog: Surviving the information glut.

Çok Fazla Yüz
İnsanların hafızalarıyla ilgili yaşadıkları en genel problem yüzleri ve isimleri hatırlayamamalarıdır. Günlük hayatta sıkça rastladığımız bu durum aslında Bilgi Çağı’nın özelliklerini ortaya koyuyor. Bir düşünelim; bir günün içerisinde yaklaşık kaç kişiyle temasa geçiyoruz? Bu sayı acaba 100 yıl önce yaşayan insanlar için kaçtı?

Hadi bizzat yüz yüze iletişim içine girdiğimiz insanları geçelim. Ya TV ve internet ortamında gördüğümüz insanlar? Surat hafızamız normalde çok güçlü olmasına rağmen günümüz dünyası bu özelliğimize o kadar yüklenmiş durumda ki artık yetimizi kaybetmek üzereyiz.
Eskiden tüm hayatımız sadece birkaç kişinin oluşturduğu bir çemberin etrafında geçmekteydi. Ancak evlenince, yeni bir yere taşınınca ya da yeni bir işe girince bu çember genişliyordu. Şimdi ise bu çember ister istemez her gün inanılmaz bir şekilde genişliyor.

Bilgi Fazlalığı
Hepimiz zaman zaman detayları unutabiliriz. Bir bilgiyi nereden ve ne zaman edindiğimizi hatırlayamamız çok doğal. Aslında beynimizin karşı karşıya olduğu sorun tam olarak bilgi çokluğundan değil, bilgilerin organize bir şekilde bize verilmemesinden.
Bu organize olmayan bilgi yoğunluğu nedeniyle artık beynimiz çok yoruluyor. Hatta Dikkat Eksikliği bozukluğu sırf bu yüzden çağımızın mental vebası olarak kabul ediliyor.

Bilgi yüklemesi ayrıca strese, öfkeye, kafa karışıklığına da neden oluyor. Ve biz kendimizi korumak adına her şeyi yok saymaya başlayınca da olay iyice dengesiz bir hal alıyor.

Dengeyi sağlayabilmek için her şeyi hatırlamak zorunda olmadığımızı bilmeliyiz. Kendi seçtiğimiz bilgileri algılama konusunda daha fazla kontrole sahip olmalıyız. Sadece bize gerekli ve yararlı olan bilgileri algılayıp ileriki zamanlarda da bu bilgileri hatırlamamızı sağlamalıyız. Eğer bu dengeye sahip olabilirsek yaşamımız boyunca bitmeyecek olan öğrenme sürecimizi en verimli şekilde kullanabiliriz.

deneme

dsad saddsadasd